Bazı anıları ya da araştırmaları okurken, içinde, sizin de yaşadığınız dönemden resimler varsa, hele bu resimlerde siz de bulunuyorsanız, değişik bir duyguya kapılıyor, eski günleri yaşar gibi oluyor, dostları, arkadaşları anıyorsunuz; hele içinde olduğunuz olaylar, sizin de bildiğiniz gibi anlatılmışsa…
İREM Barutçu’nun “Babıâli Tanrıları: Simavi Ailesi”ni bu duygularla okuyup bitirdik.
Kitap her ne kadar “Simavi Ailesi’ni anlatıyorsa da, “basın tarihi”nin bir bölümü, Simaviler’in kişiliğinde o dönem Babıâli…
İçinde bizim de bildiğimiz ya da güvenilir kaynaklardan duyduğumuz ya da duymadığımız olaylar var.
Hele bir tanesi var ki!
1970’li yıllardan bir gün; Babıâli telefonları çalışıyor, duyanlar duymayanlara haber veriyor:
“Duydun mu? Muammer kaybolmuş!”
“Muammer” dedikleri, “Hürriyet”in Genel Yayın Müdürü, uzun süre Yeni Sabah’ta çalıştıktan sonra “Hürriyet”e geçmiş, Amerika muhabiri olmuş, Haldun Simavi’nin “Günaydın”ı kurmasından sonra Erol Simavi tarafından Hürriyet’in başına getirilmişti.
Bir süre sonra “Hürriyet”in başına yine Haldun Simavi geldi, kardeşine yardım edecekti, işler iyi gitmiyordu.
Birkaç gün sonra da Genel Yayın Müdürü Muammer Kaylan ortadan kayboldu. Haldun Simavi’nin “Yavrum Muammer nerede?” diye sorması, “Bulun şu adamı, neredeyse gelsin!” emri bile onu bulmaya yetmedi. Yeşilköy’deki evinde, tek bir elbise askısı kalmamıştı; “Muammer” kaybolmuştu, hatta gazetenin ona kullanması için verdiği otomobili bile otoparka bırakmıştı.
İşte bizimle beraber Babıâli’nin çalkalandığı olay buydu.
Yıllar sonra İrem Barutçu’nun kitabında Muammer Kaylan’ın izine rastladık…
Şöyle anlatıyordu:
“O sabah eşimle birlikte takip edilmeden, Yeşilyurt’taki tren istasyonuna yürüdük. Oradan bir faytona(atlı araba) binerek havaalanına gittik. Viyana’ya bir uçak vardı. Dikkatleri üstümüze çekmeden bu uçağa bindik ve Viyana’ya gittik. Bir süre Avusturya’da eşimle annesinin evinde kaldık, kendimize geldikten bir süre sonra Amerika’ya gittik.”
Peki, Muammer Kaylan niye kaçmıştı?
Kendi anlattığına göre öldürülmekten korkmuştu, tehdit telefonları alıyordu, hele Turhan Aytul, ona telefon edip “Seni öldürmek için plan hazırladıklarını duydum… Dikkat et, se de bir kazaya kurban gidebilirsin” deyince…
Muammer Kaylan niye ölümle tehdit ediliyordu?
Birkaç nedeni var; şimdi burada sıralamaya kalksak, sığdıramayız. Otuz küsur yıl sonra, kaçışı bizim için muamma olan Muammer Kaylan’ın nasıl kaçtığını öğrendik ya!
Daha fazla bilgi almak isteyenler kitabı okurlar.
Hasan Pulur, 26 Ocak 2006, Milliyet gazetesi.